Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından yapılan açıklamada, okul öncesi ve 1. Sınıfların açılacağı bildirildi.Okulların açılmasının yaklaşması ile beraber yeni dönemde merak edilen tüm soruları sizin için derledik.
Eğitimde olan belirsizliği ve pandemi sürecini birde kırtasiyecilerden dinledik.
İşte kırtasiyecilerin gözünde eğitimde olan belirsizlik ve pandemi süreci.
Bu pandemi süreciyle birlikte düşen gelirler için ne gibi önlemler aldınız ya da hangi işlere yöneldiniz?
-Pandemi sürecinde müşteri gelip gitme olayı azaldığı için sokağa çıkma kısıtlamalarıyla beraber biz internet satışına yöneldik, internet satışında da işler tabi tüm firmalar oraya yönelince oradan pay almak gayet zor oldu. Düşük kârlı pas atmaya çalıştık,çalışanlarımızı mağdur etmemeye çalıştık yani kâr etme kısmında değil, çarkımız dönsün kısmındaydık. Tabi gelirlerimiz %80 oranında düştü şu anda da hâlâ okulların açılmamasıyla beraber o gelir düşüşleri devam etmekte ve belirsizlik çokta zor duruma sokuyor bütün esnafımızı, kırtasiye sektöründekileri.
Bu pandemi sürecinde belirsizlikle beraber çalışanlarınızla ilgili nasıl bir yol izlediniz ya da onları çıkarttınız mı ya da iş başvurularında talep nasıl oldu, azaldı mı?
-İş başvuruları şöyle aslında azalmadı, tam tersi oldu çünkü işsizlik oranı arttı. Çalışanlarımızla da her gün teması azaltarak,uzaktan. Dükkanımız biraz büyük o konuda rahattık. Kullanılan ürünleri kenara alıp tekrar dezenfekte etmeye dikkat ettik. Yüz yüze çok yakın gelmemeye çalıştık. İnsanlara maske uyarısında bulunduk, kendimiz maskelerimizi özellikle kullanmaya dikkat ettik. Zor bir süreçten geçtik.
”YURT DIŞI BAĞIMLISIYIZ”
Peki bu süreçte kitap defter fiyatları geçen seneye oranla nasıl daha fazla, ayriyetten kâğıda gelen zam da var bu işin içinde. Bu konularla ilgili ne diyorsunuz, bunların sebepleri ne? Özellikle merak ediyoruz.
-Şu an en büyük sebebi yurt dışı, bizim kırtasiye sektörünün %80’i yurt dışı bağımlısıyız. Dolar ile entegreli olarak çalışıyoruz. Ondan dolayı dolarla olduğu için dolar yükseldiği sürece bizim ürünlerimize zam geliyor. Yani ortalama geçen seneye oranla, %40 oranında tüm ürenlerde defterde, kâğıtta, kalemde zam bulunmakta. Bu bizim için kötü bir şey çünkü insanlara uygun olup biz ne kadar çok satabilirsek o kadar iyi pahalı olduğu sürece bizim satışlarımız azalıyor. Bunu önlemekte çok zor hem gümrük vergilerinden dolayı hem de dolarla, yerli üretime geçmediğimiz sürece, dolara bağımlı olduğumuz sürece kırtasiye sektöründe fiyatlarla yarışma şansımız yok. Her sene %30, %40 oranında bir zam geliyor kırtasiye sektörüne.
”HERKES KENDİ İŞİNİ YAPSIN”
2 tane şubem var dediniz, peki ayrıyetten kırtasiye ürünlerini marketlerinde satması hakkında ne düşünüyorsunuz? Ya da sizin bu işi yapmanızla beraber bir sürü rakipleriniz var ve üstüne büyük marketlerde çıktı.
-Evet biz 12 ay bu kırtasiye sektörünü yapıyoruz onlar sadece dönemsel olarak yapıyorlar. Okulların açılmasıyla beraber binlerce şubesinin olmasından dolayı bizim onlarla rekabet şansımız kalmıyor. Onlar bir üründen 100 bin tane alabilirken biz 500 tane alıyoruz. Onlar fiyat pazarlığıyla kendilerini daha uygun fiyata alıyorlar ve kendi isimlerine özel ürün yaptırıyorlar. Aslında dikkat edildiği zaman çoğu ürünlerin arkasında çocuklar kullanamaz yazıyor. Bunlara marketlerde özellikle dikkat edilmesi lazım. Bizim kırtasiye sektörünün en büyük yarasıdır marketler çünkü bir sefer yapıyorlar ve fiyatlarla müşterilere cazip gösterip aslında biz onlardan daha kaliteli daha iyi ürünler çünkü biz 12 ay hizmet verdiğimiz için tek seferlik uygun bir ürün satamayız. Kaliteli daha sonra müşteri memnuniyetimizi sağlayabilmek için bu şekilde ürünler satmamız lazım. Marketlerin önün, sadece bizim kırtasiye sektörü için değil, market sadece market ürünü, gıda ürünü, temizlik ürünü satsın, herkes kendi işini yapsın. Gelip geçici dönemsel ürünler satmaları bizi en çok etkileyen şeydir çünkü dokuzuncu ay bizim kırtasiye sektöründe yazın 3 ay iş yapmadığımızı karşılamamız gereken ve marketlerden dolayı son yıllarda özellikle 3-4 yıldır sezonlarımız eskisi gibi neşeli ve istediğimiz beklentilerde olmuyor.
Beklentileri karşılamıyor.
-Evet,kesinlikle.
Peki mesela biraz önce bundan bahsettiniz, kırtasiye malzemeleri alırken veliler ve öğrenciler neye dikkat etmeli? Üstlerinde,arkalarında yazan logolar,yazılar bunlardan aslında size danışmak isteriz.
-Evet özellikle arkasında CE belgesi olması gerekli, o belgeler olmadığı sürece ve arkasında kesinlikle çocuklar kullanabilir ya da kullanamaz, solventlidir solventsizdir özellikle yapıştırıcı gruplarında bunlar vardır. Onlara özellikle dikkat edilmesi lazım. Çünkü bilmeden boya deyipte yapıştırıcı deyipte alıyoruz, bunları çocuklarımıza veriyoruz. Bu hepimiz için geçerli, bunların hepsi solventli olanların hepsi kanserojen madde içermektedir. Bunlar şu an belli olmuyor ama çocuk sınıf ortamında onu kokluyor, nefesiyle içine çekiyor çok tehlikeli. Biz de mesela 18 yaşından altlarına solventli ürün satmamız yasak ama bunun denetlenmesi de lazım marketlere de kırtasiyelere de bir milyonculara da hediyelik eşyacılara da, her tarafta bunun denetlenmesi lazım çünkü bu ürünler satılmaması gerektiği hâlde çocuklara satılıyor, en büyük tehlike sağlık açısından. Kırtasiyelerde %90, %95 bir güvenlik var. Onu artık firmalar getirmemeye çalışıyor ya da biz satmamaya çalışıyoruz. Kırtasiye olarak biz bunu sağladık.
”TÜM ESNAFLAR YAVAŞ YAVAŞ KEPENK KAPATMAYA BAŞLAR”
Peki pandemi sürecinde,uzun bir dönem mart ayından beri bu süreç devam ediyor. Size ayriyetten bir yardım,katkı sağlandı mı, yoksa siz kendi şartlarınızla mı devam ettirmek zorunda bırakıldınız?
-Katkı sağlandı dediğimiz Halk Bankası’nın sağladığı tüm esnaflara sadece bize özel değil, oradan yararlanabildik, vergi ödemelerimiz 3 ay ertelendi onlardan yararlandık ama şöyle bir şey oluştu. Alınan krediler ve vergi ödemeleri 6 ay süre ödemesiyle başladı ve şu an da ödemeler başladı. Tüm sektörler için şu an da süre doldu. Şu an da hâlâ okullar açılmıyor, haftada bir gün ilkokulların iki gün açılmasıyla kırtasiye sektörü yürümez. Şu an da ödemelerimiz başladığı hâlde biz para kazanamadığımız için esnaflar olarak zor durumdayız. Çünkü hâlâ pandemi sürecini atlatamadık. Bizim şu an da beklentimiz tekrar bir 6 ay öteleme gelmesi lazım ki bütün esnaflar ayakta kalabilsin. Yoksa bir iki ay sonunda dokuzuncu ayın sonunda onuncu ayın sonunda ödemeler başladıktan sonra kırtasiye sektörü dâhil tüm sektörler iş yapamadığımız için ödemeleri yapamayacağız. Bundan dolayı da zor olacak. En iyi çözüm faizsiz öteleme imkanları sağlanırsa esnaf ayakta kalır yoksa onuncu ayda herkes yavaş yavaş kepenk kapatmaya başlar.
”İCRALIK OLANLAR ORTAYA ÇIKMAYA BAŞLAYACAK SEKTÖRÜMÜZDE”
Bu süreçten haberiniz olsaydı bu işe hiç girer miydiniz?
-İşe girer miydik, şu anlamda girmezdik. Sektörümüzün genel bir kuralı var, biz bir daha ki okullar açılmadan önce 1. ve 2. ayda fuarlarla ürünlerimizi alıyoruz, depolarımıza koyuyoruz. Dokuzuncu ayda ödemelerimiz başlıyor. Biz aslında pandemi başlamadan önce bir daha ki yıl satacağımız ürünlerimizi depolarımıza koyduk. Eğer bilseydik böyle bir şey olacağını koymazdık, en azından borçlu olmazdık. Şu an da tüm kırtasiyelerin aynı durumu var. Dokuz, on , on birinci aylarda ödemeleri var çünkü bu yıl satacağız gözüyle bakarak ürün alıp depolarında kaldı ve bunlar çekle, senetle firmalara verildi. Bu ürün satılmadığı için o firmalara da ödeme yapılması lazım ama satılmadığı bir ürünle ödeyemeyecek, bundan dolayı da yarın öbür gün mahkemelik olanlar, çekleri olanlar, icralık olanlar ortaya çıkmaya başlayacak sektörümüzde.
”ÖĞRENCİLERİMİZ İÇİN BÜYÜK KAYIP OLACAK.”
Peki uzaktan eğitimle ilgii siz neler düşünüyorsunuz?
-Uzaktan eğitim özellikle ufak yaş grubunda fazla etkili olmuyor. Çünkü sınıf ortamında olduğu gibi hiçbir şekilde eğitim verilemiyor ve aileler sonuçta anne baba olduğu için öğretmenin verdiği o disiplini veremiyor. Ekran başında belli bir süre durduktan sonra sıkılıyor, ortamı içinde kardeşi oluyor ev içinde ses oluyor. Ondan dolayı bir sıkıntı oluyor ama şu an da uzaktan eğitim geçici belki bir dönem ama uzun süre devam ederse öğrencilerimiz için büyük bir kayıp olacak.