Çerkezköy’de yaşayan Avukat Ayşe Kurt, 30 Mayıs’ta Kapaklı Polis Merkezi’ndeki ifade alma işlemine zorunlu müdafii olarak gittiğini, tutanağı hazırlayan kolluk görevlisinin mağdur konumunda 17 yaşındaki çocuğun anlattıklarını farklı olarak tutanağa geçirdiğini iddia etti.
Kolluk görevlisini uyardığını ve sonrasında kolluk görevlisiyle arasında bir takım olayların yaşandığını kaydeden Av. Kurt, “Bu olayda, kamu görevimi yapmaya çalışırken şahsıma karşı cinsel taciz, kamu görevini yaptırmama, özel hayatın gizliliğini ihlal, şantaj, hakaret (nitelikli hali), tehdit (nitelikli hali) suçlarının işlendiği ortadadır” ifadelerini kullandı. Konuyla ilgili bilgisine danıştığımız Tekirdağ Barosu Başkan Yardımcısı Egemen Gürcün, bahse konu kolluk görevlisi hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ve olayın takipçisi olacaklarını kaydetti
Avukat Ayşe Kurt, Kapaklı Polis Merkezi’nde yaşandığını iddia ettiği olayları Twitter hesabından şu şekilde paylaştı: “30.05.2021 tarihinde saat 01.00 sularında sistem üzerinden gelen görevlendirme ile Tekirdağ Kapaklı Polis Merkezi’ndeki ifade alma işlemine zorunlu müdafii olarak kamu görevini yerine getirmeye gittim.
İfade alma işlemi sırasında, ifadeyi yazan kolluk görevlisinin mağdur küçüğün (17) beyanlarının bir kısmını, küçüğün anlattıklarından farklı olarak tutanağa geçirdiğini farkettim.
Bunun üzerine polis memuruna ifadenin önemli kısımlarının tutanağa mağdurun anlattığı gibi yansıtılmadığını, bunun düzeltilmesi gerektiğini söyledim ve bu kısımları kolluk görevlisine düzeltmesi için tek tek belirttim.
Ancak kolluk görevlisi, ÜSTLENDİĞİM KAMU GÖREVİNİN GEREĞİ OLARAK BULUNDUĞUM TALEPLERİMİ YERİNE GETİRMEYEREK DİRENDİ. Olayla ilgili diğer kişilerin ifadesinin de tutanağa bu şekilde geçirildiğini, benim çocuk müvekkilimin de beyanlarını bu şekilde geçirmesi gerektiğini belirtti.
Ben de bu söylenenlerin başlı başına hukuka aykırılık teşkil ettiğini, her ifade tutanağının kendisine özgü hazırlanması gerektiğini, kopyala-yapıştır yöntemi ile hazırlanan ifade tutanaklarının hukuka aykırı olduğunu belirttim.
6-Kolluk görevlisinin taleplerimi yerine getirmemek için hukuka aykırı olarak direnmesi üzerine, bilgisayar ekranından kendisine düzeltilmesi gereken yerleri göstererek bu kısımların müvekkilin beyanlarından farklı olarak tutanağa geçirildiğini, bunun düzeltilmesi gerektiği konusunda ısrar edince, KOLLUK GÖREVLİSİ BANA BAĞIRARAK “GEÇ ŞURAYA, ÇOK BİLİYORSUN SEN, GEÇ ŞURAYA, MAHKEME DÜZELTİR, BANA İŞİMİ Mİ ÖĞRETECEKSİN, SEN KİMSİN” dedi.
Ben kolluk görevlisine yaptığının yanlış olduğunu belirterek odadan ayrıldım ve karakol amirinin yanına giderek durumu anlattım, mümkünse başka bir polis memuru ile ifadeye devam etmek istediğimi ilettim.
Karakol amiri ve başka bir polis memuru ile ifadenin alındığı odaya gittiğimizde ifade tutanaklarına söylenenleri değiştirerek geçiren ve benim kamu görevimi yerine getirmeme engel olan kolluk görevlisi, elini sallayarak karakol amiri ve diğer bir polise hitaben; “BEN HAKLIYIM, HİÇBİR YERE GİTMİYORUM, HAKLIYKEN KİMSE ÇIKARAMAZ BENİ BURADAN, AVUKAT GELSİN DEVAM EDELİM” dedi. Ben de”Az önce hakaret ettiniz ve görevimi yapmamı engellediniz, nasıl davrandığınızın farkında mısınız? Ben burada müvekkillin haklarını gözeterek ve mağdurun eyanlarının olduğu gibi yazılmasını sağlamak zorundayım dedim. Bunun üzerine polis memuru yerinden kalkarak bana saldırmak amacıyla üzerime doğru yürüdü.
Bu esnada odada bulunan diğer polis memuru ve karakol amiri komiserin araya girmesiyle kolluk görevlisinin bana saldırısı teşebbüs aşamasında kaldı. Ben korktum, yaşadığım şokla ağlamaya başladım. “Ne yapacaksınız beni dövecek misiniz?” dedim.
Kolluk görevlisi bana saldırısını meslektaşları nedeniyle gerçekleştiremeyince CEP TELEFONUNU ÇIKARARAK BENİ VİDEO KAYDINA ALMAYA BAŞLADI. Bu kolluk görevlisi bunu yaparken hafif sırıtarak ve oturduğu sandalyeye kaykılarak oturur vaziyette görüntülerimi kaydetmeye devam etti!
Ben kendisine “Odada zaten kamera bulunduğunu, benim görüntülerimin çekilmesine rızam olmadığını,görüntülerimi rızam olmadan kaydederek suç işlediğini” söyledim.Kolluk görevlisi aynı şekilde, yaparken zevk aldığını düşündürecek bir vaziyette görüntülerimi kaydetmeye devam etti.
Maalesef odadaki diğer kolluk görevlileri ve amirler de bu mütemadi olarak devam eden,suç işlendiği açık olan duruma engel olmak yerine beni susturmaya çalıştılar.Odadaki diğer kolluk görevlilerinden yardım istediğim halde bu olaya müdahale etmediklerini önemle belirtirim.
Ben bu aşamada beni hemen karakolun dışında bekleyen eşimi aradım ve ondan yardım istedim. Eşim bulunduğumuz yere gelerek halen beni video kaydına çekmekte olan polis memuruna “eşimin görüntülerini bu şekilde çekemezsiniz, bu kaydı silin lütfen” dedi; ancak kolluk görevlisi alaycı şekilde gülerek eşimi adeta kendisine müdahale etmesi için tahrik eder şekilde çekim yapmaya devam etti.
O an şahsıma karşı kolluk görevlisi tarafından işlenen birden fazla suç nedeniyle kötü bir durumda olduğumdan eşim beni karakolun dışına, açık havaya çıkardı. Daha sonra ifadeyi başka bir polis memuru ile tamamladık.
İfade bittiğinde tekrar ifade odasına gelen karakol amiri komisere “Astınıza neden müdahale etmediniz, sizin yanınızda üzerime yürüdü, rızam olmadan görüntümü kaydetti neden hiç bir müdahalede bulunmadınız? En azından şu an polis memurunu çağırabilirsiniz, görüntüleri benim yanımda sildirebilirsiniz.” dedim. Karakol amiri komiser ise “Siz arkadaşı şikayet ederseniz, o görüntüleri çekti, elinde tutacak.” dediğinde ise ben “Yani şantaj mı yapıyorsunuz? Bunun da suç olduğunu biliyorsunuz değil mi dedim ?
Bunun üzerine komiser; “Ben daha bir aylık komiserim, ne yapacağımı bilmiyorum, şu anda da ne yapacağımı bilmiyorum.” dedi. Tüm bu yaşadıklarıma ifadesine gittiğim mağdur küçük de tanıktır.
Bu olayda, kamu görevimi yapmaya çalışırken şahsıma karşı cinsel taciz, kamu görevini yaptırmama, özel hayatın gizliliğini ihlal, şantaj, hakaret (nitelikli hali), tehdit (nitelikli hali) suçlarının işlendiği ortadadır.
Ben bu olay sonrası en yakın polis merkezine giderek şikayetçi olmak istediğimi belirttim. Uygulamada bu gibi durumlarda Jandarma Karakolunun olaya baktığını belirttiler. Daha sonra Kapaklı Jandarma Karakolu’na giderek şikayetçi olduğumu belirttim ve yaşadıklarımı anlattım.
Nöbetçi Savcı’ya bilgi verildi ve hafta içi adliyede beyanda bulunmamın daha sağlıklı olacağı tarafıma söylendi.Sabah 05.30’da ancak evime dönebildim.”
Kaynak:Çerkezkoy Havadis Gazetesi