Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt, 9 Ekim 2019 tarihinden bu yana süren Pınar Barış Harekâtı ile ilgili basın toplantısı düzenledi. Başkan Sarıkurt, Suriye’deki iç savaşta şimdiye dek yüz binlerce insanın hayatını kaybettiğini belirtirken, “Biz savaşı değil, barışı savunuyoruz.” dedi.
9 Ekim 2019 günü Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Suriye Milli Ordusu ile birlikte Fırat Nehri’nin doğusundaki alanların terör örgütü üyelerinden arındırılmasına yönelik Barış Pınarı Harekâtı başlatıldı. Harekât kapsamında Çorlu Belediyesi Meclis Salonu’nda basın toplantısı düzenleyen Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt, hiçbir devletin kendi sınırlarının korunaksız kalmasına müsaade edemeyeceğinin altını çizdi. Başkan Sarıkurt konuşmasına başlamadan önce AK Parti ve MHP siyasi parti temsilcilerinin sözcülerini kürsüye davet etti.
‘Milletimizin Başı Sağ Olsun’
Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt’un öncesinde AK Parti Grup Sözcüsü Mustafa Eryılmaz ve MHP Grup Sözcüsü Cüneyt Ergün konuşma yaptı. Ardından konuşmasına başlayan Başkan Sarıkurt, şehit düşen mehmetçilerimiz ve sivil vatandaşlarımıza baş sağlığı diledi. Başkan Sarıkurt, “9 Ekim 2019 tarihi itibariyle şanlı Türk ordumuzun askeri, Suriye sınırımızın ilerisinde, hem sınır güvenliğimizi korumak hem de bölgedeki terör örgütü gruplarının güçlenmesini ve tehditlerini önlemek amacıyla Barış Pınarı Harekâtı’nı başlatmış bulunmaktadır. Harekât’ın 9 günlük süresinde Mehmetçiklerimiz ve sivil vatandaşlarımız şehit düşmüştür. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, acılı ailelerine baş sağlığı ve sabır dileklerimizi sunuyoruz. Milletimizin başı sağ olsun.
‘Uzun Yıllardır Mücadele Ediyoruz’
2011 yılından beri süren ve tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşen Suriye’deki iç savaşta şimdiye dek yüz binlerce insan hayatını kaybetti, 6 milyona yakın sivil hayatta kalabilmek için sığınmacı oldu. Her gün masum insanların hayatını kaybettiği Suriye’deki iç savaştan, Suriye’den sonra en çok zarar gören ülke maalesef Türkiye’miz oldu. Bugün itibari ile 3 buçuk milyonu aşkın mülteciye ev sahipliği yapmakta olan ülkemiz, komşu ülkedeki savaşın ortaya çıkardığı yeni terör grupları yüzünden de çok sayıda şehit vermek zorunda kaldı. Uzun yıllardır PKK terör örgütüyle mücadele eden ülkemiz, Suriye topraklarında türeyen terör gruplarıyla da mücadele etmek zorunda kaldı. Acılarımız katlandıkça katlandı, ülkece çok zor zamanlar geçirdik, maalesef geçirmeye de devam ediyoruz.
Hiçbir devlet kendi sınırlarının korunaksız kalmasına müsaade edemez. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kimsenin toprağına göz dikmeyeceği gibi kimsenin de bir karış toprağımız dahi göz dikmesine müsaade etmez. Bu sebeple Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir devletten izin almadan bu mücadeleyi sürdürme hakkı, kendi sınırlarını koruma hakkı vardır. İşte Barış Pınarı Harekâtı’nın da amacı budur. Bu harekâta karşı çıkan tüm ülke hükümetleri bunu idrak ve kabul etmelidir.
‘Yurtta Sulh, Cihanda Sulh’
Ancak bizim öncelikli temennimiz; hiçbir vatandaşımızın, hiçbir askerimizin burnunun dahi kanamamasıdır. Barış Pınarı Harekâtı’nda kaybettiğimiz Mehmetçiklerimiz ile bölgeye yakın noktada bulunan ve terör örgütlerinin saldırıları sonucu hayatını kaybeden vatandaşlarımız bizleri derinden yaralamıştır. Bu sebeple Barış Pınarı Harekâtı’nın en kısa sürede hedefine ulaşması ve sonlanmasını, kimsenin zarar görmemesini yürekten diliyoruz.
Ulu Önderimiz Atatürk’ün ‘Yurtta sulh, cihanda sulh.’ Sözü bizim her daim dış politikalarımızı belirlemelidir. Unutmayalım ki; savaş öldürür, barış yaşatır. Barışı korumak bizim en önemli politikamız olmalıdır. Biz savaşı değil, barışı savunuyoruz. Barışı savunmak zorundayız.” şeklinde konuştu.
